Ayasofya’nın Nişânesi Kazasker Mustafa İzzet
Kuveyt Türk’ten yeni bir eser: Ayasofya’nın Nişânesi Kazasker Mustafa İzzet
Kuveyt Türk, gelecek kuşaklara kaynak kitaplar bırakmak amacıyla yayın hayatına kazandırdığı prestij eserler serisine yeni bir kitap ekledi. Ayasofya’nın Nişânesi Kazasker Mustafa İzzet adlı eserde, 19. yüzyılın hat ve musiki üstatlarından olan ve Ayasofya Camii’nin meşhur levhalarını yazan Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin hayat hikâyesi ve eserleri okuyucuyla buluşuyor.
Türkiye’nin öncü katılım finans kuruluşlarından Kuveyt Türk, gelecek kuşaklara kaynak kitaplar bırakmak amacıyla kültür hayatına prestijli eserler kazandırmaya devam ediyor. “Ayasofya’nın Nişânesi – Kazasker Mustafa İzzet” isimli yeni kitapta, büyük hattat, musikişinas, neyzen ve mutasavvıf Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin yaşamı, fikirleri ve eserleri yer alıyor.
Araştırmacı-yazar Murat Özer tarafından kaleme alınan 380 sayfalık kitapta Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin, Washington Anıtı’ndaki mermer kitabeden İstanbul’un sivil ve askerî mimarî yapılarındaki eşsiz kitabelerine, dünyadaki ünlü koleksiyonerlerde bulunan yüzlerce hat eserinden miras bıraktığı musiki eserlerine kadar kültür ve sanat dünyamıza bıraktığı önemli eserlerine yer veriliyor.
“Hatlarıyla Ayasofya’ya âdeta İslam’ın mührünü nakşeden bir sanatkâr”
Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan, kitapla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Hat sanatına getirdiği özgün yorumla öncü bir isim haline gelen Kazasker Mustafa İzzet Efendi, aynı zamanda musiki alanında önemli eserlere imza atmış büyük bir sanatkârdır. Bununla birlikte kıymetli bir âlim ve birkaç Osmanlı sultanıyla yakından çalışmış saygıdeğer bir devlet adamıdır. Dünyanın en büyük ölçülerine sahip olan Ayasofya Camii’ndeki el işçiliği yazıların hattatı İzzet Efendi’nin hayatını detaylı şekilde anlatan yeni kitabımız, Osmanlı münevverlerini anlamak adına da önemli bir vazifeyi üstlenecektir.
Ayasofya, geçmişten bugüne mabet vasfını ve havasını muhafaza etmişse kuşkusuz bunda Mustafa İzzet Efendi’ye ait olan bu harikulade hatların çok büyük payı vardır. Hatlarıyla Ayasofya’ya âdeta İslam’ın mührünü nakşeden büyük hattatımızı rahmetle ve minnetle yâd ediyoruz. Kazasker Mustafa İzzet’in eşsiz dünyasını okuyucularıyla buluşturmaktan dolayı büyük mutluluk duymaktayız. 10 yıllık bir araştırmayla eseri kaleme alan Murat Özer Beye ve eserde emeği geçenlere teşekkür eder, bu müstesna esere Kuveyt Türk’ün internet sitesinden e-kitap formatında erişilebileceği bilgisini tüm kitapseverlerle paylaşmaktan memnuniyet duyarız” dedi.
Kitabın PDF haline linkten ulaşabilirsiniz.
Kazasker Mustafa İzzet Efendi kimdir?
1801 yılında Kastamonu Tosya’da doğan Kazasker Mustafa İzzet Efendi, 19. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin bilim, sanat ve siyaset dünyasının önemli bir ismidir. Hat sanatının en büyük temsilcilerinden birisi olan Mustafa İzzet Efendi, Ayasofya’da asılı büyük levhaların hattatıdır. Sanat hayatının zirvesi, Ayasofya Camii-i Şerîfi’nin 1848’deki restorasyonu esnasında yazmış olduğu devasa takım levhalar ve kubbedeki Nûr Sûresi istifidir. 7,5 metre çapındaki bu takım levhalar hâlen dünyanın en mücessem el işi hat eserleri olma özelliğini korumaktadır.
Sülüs ve nesih yazılarında zamanının öncüsü olan Kazasker İzzet Efendi’nin, İstanbul’dan Mısır’a ve Washington’a kadar uzanan pek çok mimari eserde yazıları bulunmaktadır. Günümüze, kişisel koleksiyonlarda ve müzelerde yer alan 300’den fazla eseri ulaşmıştır.
Devlet hizmetinde kazaskerlik, baş ulemalık gibi önemli görevlerde bulunmuş bir devlet adamı olan Kazasker Mustafa İzzet Efendi, Sultan Abdülmecit’in şehzadelerine hat hocalığı yapmış, Sultan Abdülaziz’in hocası olmuştur. Çok iyi bir neyzen de olan Kazasker Mustafa İzzet Efendi ayrıca II. Mahmut’un huzurundaki fasıllara katılmış bir müzisyendir. Türk müziğinde kullanılan “tarz-ı cedid” makamını bulan kişidir. Pek çok eserinin yanı sıra tarz-ı cedid makamında yazdığı bir peşrev ve semaisi vardır. Günümüze 30’a yakın bestesi ulaşmıştır.
15 Kasım 1876 tarihinde vefat eden Mustafa İzzet Efendi, dedesi İstanbul Kâdirhânesi kurucusu İsmail-i Rûmî Hazretleri’nin de medfûn olduğu Tophane’deki tekke haziresine defnedildi.