İTO Başkanı Avdagiç: ‘Büyüme ve cari açık sarmalını kırmak için riskli olsa da bir hamle yapmanın tam zamanı’
Şekib Avdagiç, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen İTO Meclisi’nin Haziran ayı toplantısında konuştu. Avdagiç, yıllardır aşılamayan büyüme ve cari açık sarmalını kırmak için riskli olsa da bir hamle yapmanın tam zamanı olduğunu söyledi.
İTO Başkanı Avdagiç, Türkiye’nin teknolojik yenilikleri çok hızlı bir şekilde kullanma şansına ve konvansiyonel üretimde önemli bir güce sahip olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı: “Dolayısıyla Türkiye, bu iki kabiliyeti ve imkanıyla küresel pazarlardan daha fazla pay alabilecek durumdadır. Deyim yerindeyse çok uzun yıllardır makus talihimiz haline gelen dış ticaret açığımızı artık tamamen kapatabilecek ve artıya geçebilecek bir fırsatımız var. Türk özel sektörü olarak bu fırsatın olumlu yönde kullanılmaması için bir neden göremiyoruz. Elbette çok zorlu bir süreçten geçiyoruz. Ama eminim ki, Türkiye bu zorlu parkuru da geride bırakmasını bilecektir. Bu güce sahiptir. Çünkü Türkiye en zor zamanlarda yeni çıkış noktaları bulabilen, kahraman bir özel sektöre ve müteşebbis ruha sahiptir.”
“Koronavirüs, neo-liberalizm virüsüne mercek tuttu”
Konuşmasında, Kovid-19 salgınının dünyaya yeni bir mercek tutarak farklı bir virüsü görmeyi sağladığına dikkat çeken Avdagiç, “Bu virüs neo-liberalizm virüsüdür. George Floyd olayı bunu çok net bir şekilde gösterdi. Son 40 yıldır giderek daha fazla neo-liberal yaklaşımları benimseyen Batı yönetimleri, toplumu korumayı ve sosyal dayanışmayı rafa kaldırdı. Sosyal uzlaşmayı bitirdi. Toplum sağlığını gereksiz masraf olarak gördü” dedi.
Toplumu içten içe kemiren neo-liberalizm virüsünün George Floyd vakalarını artıran bir unsur olduğuna işaret eden Avdagiç, “Bu yüzden dünyaya liderlik etme iddiasındaki Amerika, bir rüyadan ziyade giderek bir kabusa dönüşüyor. Korona hepimizin eline bir mercek verdi. Ve o mercek, Batı’nın bugünkü yaklaşımlarıyla, neo-liberal politikalarla dünyaya öncülük etmesinin mümkün olmadığını gösterdi. Yani koronavirüs, neo-liberalizm virüsüne mercek tuttu” yorumunu yaptı.
Türkiye’nin pandemiyle mücadelede başarılı olduğunuvurgulayan Avdagiç, “Son dönemde sağlık sektörüne yapılan yatırımların bu başarıda büyük rolü oldu. Neo-liberalizmin ‘kalan sağlar bizimdir’ yaklaşımına karşı biz yaşlılarımızı koruyabildik. Kısa çalışma ödeneği ve benzeri desteklerle Türkiye üretimden kopmadı” dedi.
“Koronavirüs bize ‘3 ay kapanmayla benden kurtulmayı beklemeyin’ mesajı veriyor”
Kovid-19 salgınının iş dünyasına yansımalarını değerlendiren Avdagiç, ertelenen talebin geri gelmesi için hükümetin ve ekonomi yönetiminin birçok tedbir aldığını, önümüzdeki 5-6 ay içinde toparlanmanın yönünün belirginleşeceğini ifade etti. Çin’in virüste ikinci dalga önlemlerine geçmesinin dünyayı tedirgin ettiğine işaret eden Avdagiç, “Dip dibe girecek kadar rahatlığa kapılırsak ikinci ve üçüncü dalga kaçınılmaz olur. Çünkü koronavirüs bize, ‘fazla hayal kurmayın, 3 ay kapanmayla benden kurtulmayı beklemeyin’ mesajı veriyor” dedi. Türkiye’nin pandemiyle mücadelede ‘geçer not’ aldığını hatırlatan Avdagiç, “Türk özel sektörü, fabrikalardan ofislere koronaya geçit vermemeye kararlı. Maliyetlerine katlanarak, her türlü önlemi alıyor. Fabrikalarımızda, işyerlerimizde alınan tedbirlerin sokakta da karşılık bulması halinde, salgının dünyadaki olası yeni dalgalarını da başarıyla atlatacağız” dedi.
“Virüs, bir bakıma zihnimizi açacak, yeni bakış açıları kazandıracak”
İyimser senaryoda önümüzde çok önemli 1.5-2 yıl olduğunu kaydeden Avdagiç, her şirketin kendi içinde bir yolculuğa çıkacağını, ihtiyaçlarını yeniden sorgulayacağını söyledi. Şekib Avdagiç, şöyle konuştu: “İşte o süreyi çok iyi değerlendirebilmek için bizim 3 temel ihtiyacımız var. Tasarruf etmek, bu tasarrufla yatırım yapmak ve katma değerli ihracatla büyümek. Bu 3 ilkeye uymak zorundayız. Özellikle yeni normalde firmalarımızın işletme içi kaynak dağılımını gözden geçirmeleri gerekiyor. Bütçelerimize bu gözle bakmaya başlamakta fayda var. Bugüne kadar alışkanlıklarımızı değiştiremediğimiz için dijital dönüşümü erteliyorduk. Şimdi değişime direnmenin önünde bir engel kalmadı. Virüs, bir bakıma zihnimizi açacak, yeni bakış açıları kazandıracak.”