Katılım Sigortacılığı Tekafül Nedir?
Tekafül Nedir? (Katılım Sigortası)
Tekafül Nedir? : İnsanlar günlük hayatlarında bir dizi riskler ve tehlikeler ile yaşamak zorundadır. Bu riskler ve tehlikeler ekonomik hayatın gelişmesi ile birlikte artarak maddi ve manevi kayıplar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan korunmak amacı ile çeşitli yöntemler tarih boyunca geliştirilmiştir. Sigorta kavramı da bu yöntemlerden biridir. Çağdaş finans literatüründe sigorta, aynı türden tehlikeyle karşı karşıya olan kişilerin, belirli bir miktar para ödemesi yoluyla toplanan tutarın, sadece o tehlikenin gerçekleşmesi sonucu fiilen zarara uğrayanların zararını karşılamada kullanıldığı, bir risk transfer sistemi olarak bilinmektedir. Günümüzde ki ‘’Sigorta Sistemi’’ bazı açılardan İslam hukukuyla çelişen yönleri olması dolayısıyla; Müslümanlar, hem inançlarının gereklerine göre yaşamak hem de gerçekleşmesi muhtemel risklerden korunmak amacıyla modern sigortacılığa bir alternatif olarak TEKAFÜL ( Katılım Sigortası ) sistemini geliştirmişlerdir.
Dünya’da sigortacılığın tarihi
Dünya’da sigortacılığın tarihi, milattan önce 2250 yıllarında Babil İmparatorluğuna kadar dayanmaktadır. O dönem ki sigortacılık uygulaması ile günümüzdeki modern anlamdaki sigortacılık mantığı büyük ölçüde örtüşmektedir. (Altıntaş, 2016) Bugünkü sigortacılık anlayışının başlangıcı sayılan sigorta işlemlerine, 14.üncü yüzyılda denizcilik (nakliyat) sigortası ile birlikte atıldığı söylenebilmektedir. (Çalık, 2011) Türkiye’de ise 19.yy itibari ile başlamıştır.
Sigortacılık terminolojisinde tekâfül “İslami sigorta”
Sigortacılık terminolojisinde tekâfül “İslami sigorta” ( Katılım Sigortacılığı) olarak tanımlanabilir. Bu sigorta, belirsizlik, spekülasyon ve haram sayılan faaliyetlerden uzak sistem üzerine kurulmuştur. İslam ekonomisinde, nimet-külfet paylaşımı zihniyeti ile riskin paylaşılması düşüncesi vardır. Basit yolla ifade etmek gerekirse; karşılıklılık esasına dayanan bu sistem aynı riske maruz kalacak bireylerin belirlenen meblağı ödeyerek sisteme üye olurlar. Toplanan bu fonlar İslami prensiplere uygun olarak çeşitli yatırım araçlarında değerlendirilir. Üyelerden biri zarara uğradığında bu fondan zararı karşılanır. Fon dönem sonunda yeterli olmaz ise meblağın artırımına gidilir. Hasar tazminatları ödendikten sonra artan olursa da üyelere iadeye gidilir veya gelecek için ihtiyat olarak saklanır.