Komşuluk Hakları ve Asgari Ücrete Dair…
Koronavirüs (covid-19) salgınından dolayı sokağa çıkma yasağının olduğu bu günlerde, evden çıkamayan vatandaşların bir imtihanı da kötü komşu ile mücadele oldu.
Kötü Komşu İle Mücadele Yolları
Klima gürültüsü, çocuk gürültüsü, yüksek sesle dinlenen müzik, zamansız çalışma, rahatsız edici davranışlar gibi sorunlarla karşılaşan vatandaşlar pek çok kez bize ulaşarak “haklarımız nedir” diye soruyorlar.
Kat Mülkiyetleri Kanunu
Öncelikle Kat Mülkiyetleri Kanunu’nun 18. maddesine göre ister kiracı, ister ev sahibi olsun, komşular birbirlerini rahatsız etmemek ve kurallara uymakla yükümlüdürler. Rahatsız edici davranışlarda bulunan komşuyu Kat Mülkiyetleri Kanunu’na göre önce sözlü bir şekilde uyarmak gerekiyor. Eğer çözüm olmazsa yöneticiyle iletişime geçip apartman kurallarına uyulmasını yönetici talep etmelidir.
Bu da çare olmazsa kolluk kuvvetlerine şikâyet edilerek, Kabahatler Kanunu’na göre gürültü yapan ve rahatsız eden komşuya her rahatsızlık için 187 TL idari para cezası verilmesi sağlanabilir. Rahatsızlığın tekrarı halinde 187 TL katlanarak devam ediyor. Yani kötü komşunun verdiği her rahatsızlığın tekrarı halinde bir daha ki ceza 374 TL oluyor ve 374 TL katlanarak ödenecek ceza artıyor.
Kat Mülkiyetinin Devri Mecburiyeti
Para cezası da çözüm olmaz ise bireysel ya da avukat kanalıyla harç ve masrafların ödenerek oturulan ikametgahta ki Sulh Hukuk Mahkemesine başvurulabilir. Bilirkişi incelemesiyle o komşunun verdiği rahatsızlık kanıtlanırsa, tedbir kararı verilir. Ayrıca açılan davada tedbir kararının yanında ‘Kat Mülkiyetinin Devri Mecburiyeti’ başlıklı kanunun 25. maddesine göre şikâyetçi olan komşular, o malikin mülkiyet haklarının kendilerine devredilmesini hâkimden isteyebilir. Yani diğer komşular birleşerek apartman da devamlı sorun çıkaran komşunun dairesini satın alabilirler.
TCK’nın 123. maddesindeki “huzur ve sükûnu bozmak suçu”
Tedbir kararına rağmen kötü komşunun verdiği rahatsızlık sürerse savcılığa gidilerek, TCK’nın 123. maddesindeki “huzur ve sükûnu bozmak suçu” işlendiği iddiasıyla şikâyetçi olunabilir. Bu suçun cezası üç aydan 1 yıla kadar hapistir.
Asgari Ücret Beklentileri Karşılamalı
Bilindiği üzere 2021 için yeni belirlenecek asgari ücret görüşmeleri 4 Aralık’ta başladı. 7 milyona yakın işçinin gözü kulağı Asgari Ücret Tespit Komisyonundan çıkacak karara odaklanmış durumda. Pandemi sürecinin de yoğun etkisiyle ekonomik verilerin olumsuz seyrettiği günümüz şartlarında, komisyondan çıkacak karardan işçilerin beklentisinin çok yüksek olduğunu belirtmek isterim. Hayat şartlarının her geçen gün daha ağır bir hal aldığı bu süreçte işçiler insan onuruna yakışır bir ücret bekliyorlar.
Açlık sınırı 2 bin 447 lira 72 kuruş
Gerçekten de asgari ücret insan onuruna yakışan geçim kaynağı değil. Kira, elektrik, su, gıda, giyim fiyatlarına hiç değinmeden bir kaç gün önce TÜRK-İŞ‘in yaptığı araştırmanın sonucunu paylaşmak istiyorum. Araştırmaya göre “2020 Eylül ayı sonucu temel alınarak dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı “açlık sınırı 2 bin 447 lira 72 kuruş” Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise “(yoksulluk sınırı) 7 bin 973 lira 2 kuruş”.
Bu rakamlardan anlaşılacağı üzere bırakın 300-500 gibi fiyat artışını, en az 5 bin gibi bir rakam belirlenmesi gerekiyor. Ancak geçmiş yıllarda ki komisyon kararlarından edindiğimiz tecrübeyle 3 bin liraya dahi razı olarak, “buna da şükür” diyecek hale geldik. Gerçeği belirtmek gerekirse asgari ücretin 3 bin liradan daha düşük olacağını tahmin edenlerdenim.
Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, 28 Aralık 2019 tarihinde asgari ücretin düşük bir oranda belirlenmesinin ardından şu açıklamayı yapmıştı. “Söz verdiler, gelecek yıl her iki tarafın anlaştığı rakamlar üzerinden konuşacağız.” Sayın Bakan’a bu sözlerini hatırlatır, asgari ücretin insan onuruna yakışır bir şekilde belirlenmesini tüm ülke olarak beklemekteyiz.
Hükümet yetkilileri ellerini taşın altına koymalıdırlar
Asgari ücret artışı, “firmaların üzerine yük olacak, 4 kişi çalıştıran esnaf, işçi sayısını 3’e düşürecek” gibi söylemler artık ilgi çekmiyor. Asgari ücret artışı; satıcı ve sağlayıcı noktasında oluşacak fiyatların yükselmesine ve işsizliğin artmasına yol açacağı, kıdem tazminatından genel sağlık sigortasına, işsizlik maaşından doğum borçlanmasına kadar birçok alanı etkileyeceği düşünülüyorsa, o zaman asgari ücretten alınan gerek vergi indirimi, gerekse teşvik noktasında hükümet yetkilileri ellerini taşın altına koymalıdırlar.