Yaşamla Ölüm Arası
Siz hiç yaşamla ölüm arasında ince bir çizgide deli divane gezen birini tanıdınız mı? Ben geçen hafta tanıdım, tanımaktan daha da ağırı onun yaşamla ölüm arasında gidip geldiğinin farkında bile olmamamdı. Siz hiç yaşam çizgisinde canına son vermeyi kafaya koymuş birini tanıdınız mı son müracaat ettiği kişinin kendiniz olduğunu bilmeden? Ben tanıdım öğrendiğimde omuzlarım çöktü öğrendiğimde saatlerce şoktan çıkamadım.
Bazen bazı şeyleri yazabilmek için gönlünüzde ağır ağır demlenmesi gerekir sözcüklerin çünkü yazdığınız her kelime hissettiklerinizi anlatmakta biçare kalır. Bir akşam kızımı uyutmuşum, kendime bir mandalina almışım bir taraftan da çay yudumluyorum ki, bu ikili size biraz tuhaf gelebilir ama ben ancak kızımı uyuttuktan sonra çay içebildiğim için yanında ne olduğunu çok önemsemiyorum.
Bir mesaj düştü telefonuma, Açız diyordu satırlarında
Bir mesaj düştü telefonuma. Daha öncesinde bahsetmiştim Bitlis Yardımlaşma ve Dayanışma Grubunun kurucusuyum diye oraya yazmış kadın son çare olarak. Açız diyordu satırlarında biraz önce çocuklarım için çöpten ekmek topladım geldim ama küçük bir bebeğim var o yiyemiyor ekmeği bile, Allah rızası için bir mama desteği çıkın aç çocuğum.
Yerimden doğrulduğumu hatırlıyorum, telefonu tutarken ellerimin titrediğini, doğru mu okudum diye tekrar tekrar okuduğumu. Açız diyordu bir kadın satır aralarında sessiz kelimelerle feryat ediyordu, hey biliyor musun sen evladınla karnını doyurdun, evladını en güzel yemeklerle donattın, üzerine meyvesini yedirdin, gece uyurken sütünü içirdin, ilçelerden manda sütünden yoğurdunu en uzaklardan tarhanasını bile getirttin beslensin diye, açız diyordu bir kadın, evlatlarım aç. O aslında bu cümleleri söylemiyordu ama O’nun açız cümlelerinden dolayı ben tokluğumdan utanıyordum, kendimle savaşımdı bu.
Sordum aynı ilde bile değildik 1400 km ötedeydi. Elimin, gözümün, desteğimin ulaşamayacağı yerde ama açız diyordu bir kadın. Ya kısmet- Ya nasip diyerek geçtik ilanı sayfada dedik bizim ulaşamayacağımız yerde yok mu ona ulaşabilecek olan? Herkes o ilde oturan bir eşini dostunu ahbabını buldu gönderdi kadına ertesi gün, açız diyordu ya kadın gerçekten açlarmış. Bir mama istiyordu birine bin kattı üyeler. Yakacağı olmadığı için evde bulduğu bir elektrik sobasını yakıyordu elektrik sobasına can mı dayanır?
Bitlis Milletvekilimiz Cemal Taşar‘ın danışmanı bu olay ile bizzat ilgilendi
1300 lira fatura gelmişti elektriği kesilmek üzereydi ödediler, evini erzakla döşediler, birikmiş kirasını bitirdiler ama her şeyden daha güzeli Bitlis Milletvekilimize iletilmişti bu durum gruptaki üyelerimiz tarafından. Vekilimiz Cemal Taşar‘ın danışmanı bu olay ile bizzat ilgilendi, maaşa bağlattılar kadını sosyal yardımlaşmadan. Bir rüyanın ortasında birbirine kenetlenmiş iyilik zinciri insanların bu hiç tanımadıkları kadına destek olmasını seyrediyordum, hani çaktırmadan mutluluktan gözyaşlarınızı sildiğiniz sonu güzel biten bir film sahnesini izler gibi.
Her şey yoluna girip mutlu mesut hayatımıza devam ederken yine gece bir mesaj sesi düştü telefonuma aynı kadından geliyordu “Son kapımdınız, siz olmasaydınız ben intihar edecektim, artık dayanamıyordum çocuklarımın açlığına, bebeme mama alamıyordum, kime gitmem lazım bilmiyordum”. Bacım dedim devlet var kapı gibi bizden evvel, tabi ki devlet var, sana sahip çıkanda devlet zaten, biz sadece kapıya vurduk. Normalde mutlu olmam lazımdı birini kurtardığımız için bir cana kıyıldığını haberlerde okumadığımız için, elimiz yetiştiği için, belki de sevinç naraları atmam gerekiyordu atamadım, sesim çıkmadı. Boğazıma bir şey düğümlendi derler ya işte o mesaj geldi oturdu boğazımın tam yumrusuna yutkunamadım, bağıramadım, ağlayamadım, kirpiklerimin ucuna geldi gözyaşım akıtamadım.
Ya ulaşamasaydık, ya kadını ciddiye almasaydık, ya bu kadar güzel bir güven zinciri oluşturamasaydık ya? ya? ya? Binlercesi geldi geçti aklımdan, ya ters bir anıma denk gelseydi de, bacım nasıl yetişelim oraya diyerek telefonu kapatsaydım, ya son aradığı ben olsaydım da canına kıysaydı ve ben bundan öldükten sonra haberdar olsaydım?
Ben hiç tanımadığım bir kadın için bu kadar vicdan azabı çekerken sevdiklerini küs bir şekilde ölüme gönderenler geldi aklıma, hiç olmadık bir şeye küsüp iki tarafa hayatı zindan edenler geldi, gurur yapıp burnunun dikine gidip barışmayı yediremeyenler geldi. Yapmayın inanın yapmayın ben hiç yüzünü görmediğim, sokakta görsem tanımayacağım bir kadın için, üstelik zerre sorumluluğum yokken bu kadar perişan olmuşken düşüncesinden bile, siz sevdiklerinize bunu yapmayın. Hayat kısa bir nefeslik belki bugün varız. Yarın var mıyız ki?