Sigorta Acentelerinin Sektördeki Pazar Payı – Uğur Demir
Geleceğe yönelik tahminlerde bulunanların bir kısmı sigortacılığı yok olacak meslekler içinde gösterirken bir kısmı yıldızı parlayacak meslekler içinde görüyor. Hepsinin kendine göre yaklaşımı bir dayanağı var. Bir gerçek var ki; o da insanlar alışveriş yaptıkça, ekonomik hayat devam ettikçe, sigorta ihtiyacı var olacak.
Ülkemizde de sigortacılık kendi kanunu mevzuatı olan bir sektör. Sigorta acentesinin fiziki şartlarına kadar detaylandırılmış mevzuatı olan bir sektör. Büyük özverilerle oluşturulmuş neredeyse yoktan var edilmiş bir sektör. Gerek şirketler tarafında gerekse sigorta acenteleri tarafında cumhuriyetle beraber büyük bir heyecanla işe başlanmış. Sigortanın ne olduğu, neden bir ihtiyaç olduğu, bir maliyet değil aksine tırnaklarımızla kazıyarak yarattığımız küçük servetlerimizi koruma aracı olduğunu anlatmak ve fikri yaymak için çok çaba harcanmış. Ülkemizin her yanına dağılmış sigorta acenteleri bu konuda özveriyle emek vermiş. Sektörün ihtiyaç duyduğu güvenin kazanılmasında önemli rol oynamış. Bunun karşılığı olarak 2000li yıllarda pazar payının büyük kısmına sahip olmuş.
Sigorta acenteleri 2008 yılında Hayat Dışı yazılan primlerin %70,68’ini, Hayat Dalında yazılan primlerin %27,98’ini üretmiş. Aradan geçen zamanda 2020 yılı sonunda bu oranlar sırasıyla %57,26 ve %9,33 seviyesine gerilemiş. Aynı dönemde sektör toplam prim büyüklüğü 11,77 Milyar TL’den 82,57 Milyar TL’ye yükselmiş. Yaklaşık toplam prim üretimi yedi kat artarken sigorta acentesinin payı azalmış. Prim üretiminin ana dinamosu sigorta acentesinin bu süreçte durdurulamayan pazar kaybının sebeplerinin irdelenmesi önemlidir. Sektörün geleceği açısından konu acildir. Sigorta sektörünün sürdürülebilir büyümesi ve sürdürülebilir karlılığı açısından acente kilit rol oynamaktadır.
Tüm sektör aktörlerini bekleyen sorulması gereken ve cevaplarının çok yönlü değerlendirilmesi gereken sorular var.
Sigorta acentesi bu süreçte iş ortakları oldukları sigorta şirketleri tarafından ve sigorta sektörünün yasal kurumları tarafından desteklenseydi sektörümüz geçtiğimiz yıllarda 100 Milyar prim üretimi sınırını yakalar mıydı?
Sigortacılık kanununda belirtilen yasal sigorta aracısı konumunda olan sigorta acentesi desteklenseydi sigorta şirketleri sürdürülebilir karlılığı yakalar mıydı? Bunu yakalamış şirketlerde bu durum kökleşir ve mevzuata bağlı değişen hesaplamalara, ekonomideki değişimlere karşı karlılığın esnekliğini kuvvetlendirir miydi?
Alternatif dağıtım kanallarına ve günün modası teknolojik doğrudan kanallara yapılan yatırımların verimliliğini, aynı yatırımları sigorta acentesine yapılsaydı ve kıyaslasaydık sonuçlar ne olurdu?
Büyük yapıları dağıtım kanalı olarak kullanmak elbette bir yol. Ancak zaman içerisinde büyük yapıların büyük taleplerini karşılama zorunluluğu kanalın verimliliğini düşürecektir. Büyük yapı dağıtım kanallarıyla sigortalıya sunulan hizmet beklentisi ve sigortalının fiilen aldığı hizmet kalitesi doğru orantılı olamıyor. Sigortalı hizmet aradığında poliçeyi satın aldığı kanala değil yine sigorta acentesine başvuruyor. Sigorta ürünlerini tabana yayma hedefinde zaten tabanla beraber yol yürüyen sigorta acentesinden faydalanmanın yollarını aramalıyız. Sigorta şirketleri ve sigortalı için en verimli yol bu olacaktır. Sorulan ve cevaplanması gereken sorular büyük veri sahipleri tarafından değerlendirildiğinde ortaya çıkacak sonuçlar sektöre gerçekçi yol haritası olacağını ümit ederim.