İş Dünyası Dayanıklılık İçin Odağına Risk Yönetimini Almalı
Kurumsal Risk Yönetimi Derneği’nin her yıl gerçekleştirdiği ‘Global Riskler Zirvesi’, bu yıl Hedefler İçin İş Dünyası Platformu (B4G) iş birliğiyle Sabancı Kuleleri Hacı Ömer Sabancı Konferans Salonu’nda gerçekleşti. Yurt içi ve yurt dışından önemli konuşmacıların yer aldığı zirvede; çoklu krizler çağına girildiğine vurgu yapılarak, iş dünyası, kamu ve toplumun hep birlikte hareket etmenin gereğine dikkat çekildi. Bu süreçte liderlerin önündeki riskler ve fırsatlar masaya yatırıldı. Düzenlenen panel ve oturumlarda, gelecek dönemde beklenen global riskler, dijital ve yeşil dönüşüm çağına uyum sağlamak, iş dünyasında dayanıklılık, kurumsal risklerin yönetiminde sigorta ve kurumsal risk yönetişimi konuları ele alındı.
Türkiye’de risk yönetimi konusunda farklı sektörlerde faaliyet gösteren profesyonelleri aynı çatı altında toplayan Kurumsal Risk Yönetimi Derneği (KRYD) tarafından düzenlenen ‘10. Global Riskler Zirvesi’ bu yıl Hedefler için İş Dünyası Platformu (B4G) iş birliği ve AXA Sigorta’nın ana sponsorluğu ile Sabancı Kuleleri Hacı Ömer Sabancı Konferans Salonu’nda gerçekleşti. Yurt içi ve yurt dışından önemli konuşmacıların yer aldığı zirvenin teması, Kahramanmaraş depremlerinin yıl dönümü nedeniyle ‘Afetler Odağında İş Dünyasında Dayanıklılık’ olarak belirlendi.
Türkiye’yi ve dünyayı etkileyecek makroekonomik, jeopolitik, teknolojik riskler ve bunların yönetiminin kapsamlı bir şekilde ele alındığı zirvenin açılış konuşmalarını Kurumsal Risk Yönetimi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Bora Akdoğanlar ve Hedefler için İş Dünyası Platformu Yönetim Kurulu Başkanı İrem Oral Kayacık yaptı. Zirvenin diğer konuşmacıları arasında UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, FERMA Başkanı Charlotte Hedemark Hancke, Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi Koordinatörü Didem Eryar Ünlü, UNDP İklim ve Afet Dayanıklılığı Ekip Lideri Stanislav Kim, TÜRKONFED Genel Sekreteri ve CBI Türkiye Temsilcisi Arda Batu, Allianz Teknik Direktörü ve TÜSİAD Deprem Görev Gücü Üyesi Dr. Ceyhun Eren, Gazeteci Noyan Doğan, AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken, AON Eş-CEO’su Selda Oknas, Yıldırım Holding CRO’su Hakan Kayganacı, Boston Consulting Group Genel Müdür ve Yönetici Ortağı Gözde Yalazı Özbek, ARGE Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Yılmaz Argüden, Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi ve DCRO Avrupa Liderlik Ekibi Üyesi Yeşim Güra’nın yanı sıra Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) Başkanı Dr. Tamer Saka yer aldı.
Bora Akdoğanlar: “Çoklu Krizler Çağında Dayanıklı Yapılar Kurabilmede Risk Yönetimi Kritik Bir Role Sahip”
6 Şubat’ta yaşanan deprem sonrası özellikle iş dünyasının büyük bir sınav verdiğine dikkat çeken KRYD Yönetim Kurulu Başkanı Bora Akdoğanlar, “6 Şubat 2023 günü 11 ilimizi sarsan, on binlerce yurttaşımızın yaşamını yitirdiği, binlercesinin yaralandığı, yakınlarını, evlerini kaybettiği depremler, aradan bir yıl geçmesine rağmen hepimizin hafızasında. Depremin birinci yıl dönümünde, bu felakette hayatını kaybetmiş tüm yurttaşlarımızı rahmetle anıyor, ülkece bir daha böyle bir acı yaşamamayı temenni ediyorum. Ancak bu felaket bize, bir doğa olayının afete dönüşüp dönüşmemesini belirleyecek en önemli unsurun, afete dayanıklı sistemler kurup kuramadığımız olduğunu yeniden hatırlattı. Gelecek risk öngörülerine baktığımızda çoklu krizler çağına giriş yaptığımızı görüyoruz. Çoklu krizler çağında yarını yönetirken değişmek, dönüşmek zorundayız. Sürdürülebilir ekonomiler ve dayanıklı şirketler yaratma, çoklu krizlere karşı ekosistemleri ayakta tutma konusunda risk yönetimi kritik bir role sahip. Türkiye’de şirketler her zaman kriz yönetimi becerisiyle övünür. Asıl geliştirmemiz gereken kasımız risk yönetimi olmalıdır” dedi.
Risklerin Çözümü İçin Toplu Bir Eylem ve İş Birliği Gerekiyor
Afetlerin yaşam ve çalışma şeklimizi değiştirdiğinin altını çizen Bora Akdoğanlar, “Afetler, can kayıpları ve finansal kayıpların yanında işletmeler açısından pek çok önemli risk içeriyor. Afetler, ekonomik problemleri de sosyal sorunları da, altyapı sorunlarını da, salgınları da tetikleyebiliyor. Bunun en yakın örneğini pandemide ve 6 Şubat depremlerinde yaşadık. Pandemi gibi bir sağlık krizinde, tüm ülkelerde tüm sektörler ekonomik olarak ağır darbe aldı, bilgi sistemleri, erişim ağları etkilendi, çalışma sistemleri değişti. Operasyonlar ve tedarik zincirleri aksadı ve iş sürekliliği kesintiye uğradı. 6 Şubat depremleri ise bölgede uzun yıllar devam edecek bir ekonomik ve sosyal kırılma yarattı. Ortaya çıkan ekonomik ve sosyal yapıdaki kayıplar o kadar büyük ki bunu bir şirketin, bir organizasyonun onarması mümkün değil. O nedenle bu yılki etkinliğimizde, çeşitli doğa kaynaklı afetlerle ilgili mevcut ve ortaya çıkan kurumsal riskler ve risk azaltma önlemleri, özel sektör kuruluşlarının deneyimlerine dayanan iyi uygulamalar, zorluklar ve öğrenilen dersler ile özel sektörün afet risklerine karşı mevcut yaklaşımlarını nasıl iyileştirebileceğine dair kısa, orta ve uzun vadeli önerileri tartıştık. Şirketler ve iş dünyası örgütleri olarak kendi deneyimlerimizi, planlarımızı paylaşarak ufkumuzu genişletmeye çalıştık. İş dünyasının, sivil toplum kuruluşlarının, kamu ve yerel yönetimler ile birlikte toplumun da bu risklerin çözümünde iş birliği içinde hareket etmesi önemli” dedi.
İrem Oral Kayacık: “İşletmelerin Taşıdığı Riskler Daha Kompleks Bir Hal Almaya Başladı”
Hedefler için İş Dünyası Platformu Yönetim Kurulu Başkanı İrem Oral Kayacık ise açılış konuşmasında “İşletmelerin taşıdığı riskler her geçen gün daha kompleks hale geliyor. Küresel ölçekte iklim krizi, dezenformasyon, siber saldırılar, ekonomik istikrarsızlıklar, çatışmalar öncelikli riskler arasında yer alırken ülkemizde de depremin yarattığı kayıplar öncelikli olmak üzere küresel risk gündemi ile paralel bir seyir izlediğimizi görüyoruz. Covid-19 Pandemisi ile bir kez daha çok ciddi şekilde gündemimize giren ve takip eden afetlerle önemi daha da artan iş sürekliliği ve tedarik zincirlerinin kırılmaması konuları, ülkemizin ekonomik sürdürülebilirliğinin sağlanması için kritik öneme sahip. KOBİ’ler ekonomimizin neredeyse yüzde 99’unu oluştururken KOBİ’lerin risk yönetimi konusunda daha bilinçlenmediği, afetler başta olmak üzere işletmelerin karşı karşıya olduğu risklere yönelik dayanıklılığı artmadığı müddetçe kalkınmamızın önündeki sorunları aşmamız pek mümkün görünmüyor. Bu nedenle büyük şirketlerin tüm tedarik zincirlerine odaklı bir iş sürekliliği ve dayanıklılık politikası geliştirmesi, büyük şirketlerin daha küçük ölçekli işletmelere yol gösterici ve destekleyici bir yaklaşım benimsemesi mesajımızı vurgulayarak yineliyoruz. Bu yolculuğumuzda bizimle ilerlemek isteyen özel sektör kuruluşlarına çağrımızı buradan iletiyorum” dedi.