Mülkiyete Bakış Açısı
Kuranın Nüzul Sürecinde Birinci Yıl Surelerinin Ortak Konusu Mülkiyete Bakış Açısı
Merhaba değerli okur..
İlkyazımızı kaleme almadan önce “ne yazmalı” sorusuna cevap ararken , İslami finans temalı portalımıza Kuranın bak dediği yerden görmek üzere iddialı bir söylemle başlamak gerektiğini düşünüyorum. Bu söylem sahibi Kuranı anlayıp aktarmak üzere Kurana ve onun uygulayıcısı Alemlere Rahmet elçisinin uygulamalarına sadece talebe olabilmek şerefine erdiğini iddia etmektedir. Allah söz ve eylemlerimizi tevhid eylesin, yazılarımızı HAKKANİYET ve ADALETLE yazmayı nasip eylesin.
Portalımız güncel meseleler üzerine ağırlıklı olarak bilgi ve yorumlar vermekle birlikte başlangıçta biraz felsefi nitelikte yazılara ağırlık vermeyi planlamaktayım. Yeri geldiğinde güncel meselelere de tecrübelerimiz istikametinde yorumlar yapıp sizlerle güzel bir yolculuk yapmak istemekteyim. Rabbim muvaffak kılsın gayret bizden Tevfik ve inayet Allah’tandır.
“Vira Bismaillah”
Yukarıdaki söylem için bazı konularda başa sarmak gerektiğini düşünmekteyim. Zira nasıl gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklendiğinde diğerleri de yanlış iliklenirse, bilinçaltımızın bir cüzü olan ve aklımızı kavramlarıyla inşa eden tasavvurumuz ilk düğmedir. Genelde insanlar malumatfuruşlukla ve yanlış tasavvurun oluşturduğu yanlış bilinçle meselelere bakmakta ve o sebeple çoğu kez yanlış görmekte, yanlış hükümler vermekte ve yanlış neticelere ulaşmakta, sonuçta fayda yerine zarar ikame etmektedirler. Hakikate ulaşabilmek için en doğru ve şaşmaz yol olan “Kuranın kulbuna”* sımsıkı yapışmak ve onun uygulayıcısı Resulünün uygulamalarındaki hikmeti de ayetlerle birlikte ele alıp neticelere ulaşmak gerekir.
Kuranın “mülkiyet” kavramına bakış açısını ve İslami finansın da temelde bu bakış açısı
Konumuz finans olduğuna göre ve finansın kaynağının da gayr-ı menkul, üretilen ürünler, mal ve hizmetler olduğunu hatırlatmakta fayda var. Maalesef günümüzde finansın en önemli aktörlerinden olan başta para ve diğer menkul kıymetler şirazesinden çıkmış bir görünüm arz etmektedir. Öyle ki finansal piyasalar insanların değerlerine değer katmaktan öte, yanlış uygulamalar ve açgözlülükle neredeyse bir kumar aracı haline gelmiş, maddi değerlere değer katmak yerine pek çok insanın elindekini tüketen bir canavar haline gelmiştir.
Hatta ellerinde yüksek volümlü fonlar tutan bazı güç sahiplerinin devletler ölçeğinde zulme, kan ve göz yaşına sebebiyet verecek derecede ülke ekonomilerine müdahaleler ettiğini gözlemlemekteyiz. Bu sebeple ilk başta Kuranın “mülkiyet” kavramına bakış açısını ve İslami finansın da temelde bu bakış açısı üzerinden yeniden tanımlanmasıyla birlikte piyasa ve araçlarının tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Başlıktan da anlayabileceğiniz üzere Kuranın mülkiyet kavramını ilk muhataplarının zihin ve kalbinde nasıl inşa ettiğini yine kendi gündeminden takip ederek, iz sürerek anlayabiliriz. Bu sebeple kuranın nüzul sürecinden kısaca bahsederek konumuza devam edeceğiz.
Bildiğiniz üzere elimizdeki resmi Mushaflarda 114 sureden müteşekkil kitabımız Kuran, Fatiha suresiyle başlayıp Nas suresiyle sona ermektedir. İlgili sıralamanın Cebrail a.s ile birlikte peygamber efendimize bildirildiği ve ilk iki halife döneminde vahyin iniş sürecine vakıf alim sahabeler tarafından son haline getirildiği bilinmektedir. Bu sıralama haricinde yine Kuranın ilk indiği zamandan itibaren inen ayetleri ve sureleri kendileri tespit eden Hz. Ali ,Hz. Osman ,Hz. Ebubekir vd. sahabelerden bize ulaşan iniş(nüzul) sıralamaları de elimizde mevcuttur.
İlgili tertipler arasında az da olsa sıralama farkları mevcut olup bu farkların ilgili sahabelerin gerek vahye ulaşma zamanlamaları gerek se de kendi yorumlamalarıyla oluştuğunu bilmekteyiz. Sıralamalar farklı olsa da ilk yıl inen sureler aşağı yukarı belli olup bu surelerin hepsinde istisnasız muhataplarında “mülkiyet” kavramını inşa ettiğini görmekteyiz. Unutmamalı ki 1. yıl henüz bildiğimiz anlamda namaz, oruc, zekat gibi ibadetler henüz farz kılınmamıştı. Buna rağmen ilk değinilen konulardan birinin de “mülkiyet” kavramı olması bizi derin tefekkürlere sürüklemeli ve konu üzerinde ciddi çalışmalar yapmak gerekmektedir. (Devam edecek)…