2020’nin Ekonomik Analizi
Zorluklarla dolu bir yılı geride bıraktık. Çin’in wuhan kentinde başlayıp tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19, hiç kuşkusuz 2020 yılına damga vuran en önemli olaydı. Öyle görünüyor ki yeni yılda da hayatımızın her alanını etkilemeye devam edecek. Depremler, sel felaketleri, yurt dışı operasyonları, kur artışı, yatırımcıların güvenli liman arayışı, bozulan arz ve talep dengelerinin yarattığı etki, yaptırım detaylarına çok girmeden 2020 yılında her kesimin hataları nedeniyle ülkemiz ekonomisinin geldiği noktaya değineceğim.
Soruna çözüm üretilmediği gibi aynı politika üzerinden ekonomik programa devam edildi
İktidarın ekonomiyi, kredi üzerinden inşaat sektörüyle büyütmeye yönelik yanlış politikalarına pandemi süreci eklenince cari açık, enflasyon, kur artışı gibi pek çok problem yaşadık. Bu şekilde büyüyen bir ülkenin verimliliğini artırması ve sürdürülebilir bir büyüme sağlamasının imkânsız olduğunu her platformda belirttik. Ancak soruna çözüm üretilmediği gibi aynı politika üzerinden ekonomik programa devam edildi. İktidarın yanında, ekonomik dış dengelerin son derece kırılgan olduğu, büyüme tarafında sosyal, ekonomik ve politik yapısal sorunların olduğu ayrıca fırsatçıların ortaya çıktığı acı bir gerçek.
Fırsatçı esnaflar, işletmeler yangından mal kaçırırcasına çok tüketilen ürünlere fahiş zam uyguluyorlar
Tüm bu gerçeklerin yanında ülkemizde fırsatçılara ayrı bir paragraf açmak gerekiyor. Yetkililerin tekrar tekrar uyarı ve öneri sunmasına rağmen dövizler bozdurulmadığı gibi hala alınmaya devam ediliyor. Konut faizlerinin düştüğü anın akşamı satıcılar evlerine yüzde 30 zam yaptılar. Pandemi fırsat bilinerek satıcılar araçlarına yüzde 200 zam yaparak, sattılar. Hala aynı şekilde satmaya devam ediyorlar. Fırsatçı esnaflar, işletmeler yangından mal kaçırırcasına çok tüketilen ürünlere fahiş zam uyguluyorlar.
Daha pek çok örnek sayabilirim…
Yüzde 17 gibi yüksek faizle Avrupa’da birinci, Dünya’da 9’uncuyuz
Sonuç mu?
Yüzde 17 gibi yüksek faizle Avrupa’da birinci, Dünya’da 9’uncuyuz. 2019 sonunda 580 milyar lira olan vatandaşların bankalara borcu, 2020 aralık ayı başında 237,5 milyar ile yüzde 40,9 artarak 817,5 milyara çıktığı açıklandı. İhtiyaçlarını kredi ve kredi kartı ile karşılayan vatandaşların, 2020 yılının ilk 11 ayında bankalardan aldıkları 237,5 milyar liralık borcun 152,2 milyar lirası kredi kartı harcamaları ve tüketici kredilerinden oluşuyor.
Bu rakamlar bize gösteriyor ki; enflasyon zam oranıyla, maaşlara verilen zam arasında ki uçurum, pazarlama yöntemleri, reklamlar ve iletişim araçlarıyla bilinçaltına ustaca yerleştirilen aşırı tüketim isteğine, ekonomik buhran eklenince tüketici felaketin eşiğine geldiğinin farkında olmuyor. 2021 yılının tüm dünya için genel itibarıyla 2020 yılından daha öngörülebilir geçmesini ve ülkemize, huzur, sağlık ve refah getirmesini temenni ediyorum.
Elektrik faturaları can yakıyor
Son olarak Aralık ayında pek çok tüketici gerek arayarak gerekse sosyal medyadan yazarak elektrik faturalarını gündeme getirmemi talep ediyorlar. Elektrik fatura tutarları, aynı tüketim olmasına rağmen geçen aya göre yüzde 30 fazla geldiği ve 3 kişilik bir aileye dahi 200 liradan aşağı fatura gelmediği iddia ediliyor. Fatura tutarları yüksek miktarda gelen vatandaşlar önce ilgili kuruma sonra EPDK‘ya abone numaralarını yazarak incelenmesini sağlayabilirler. Olumsuz cevap alanlar Tüketici Hakem Heyetlerine müracaat ederek haklarını arayabilirler.