Hidrojen Yakıtlı Araçlar: Geleceğin Ulaşım Teknolojisi

Hidrojen yakıtlı araçlar, elektrikli araçlar gibi enerji ihtiyacını elektrikten sağlasa da, bu tür araçların içerisinde herhangi bir batarya bulunmamaktadır. Bu araçlar, elektrik enerjisini içinde barındırdığı hidrojenden elde ederek çalışmaktadır. Fosil yakıtların, yani benzin ve dizelin yerine hidrojen kullanmak, karbondioksit gazı emisyonlarını azaltmak için en etkili çözüm yöntemlerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Bu nedenle, birçok otomotiv üreticisi, hidrojen teknolojisini geliştirmek için yoğun çaba sarf etmektedir.

TOYOTA VE BMW’DEN STRATEJİK İŞ BİRLİĞİ

BMW Group’un yaptığı açıklamaya göre, iki dev marka, yeni nesil hidrojen yakıt hücresi teknolojisini (FCEV) ortaklaşa geliştirmek amacıyla bir anlaşma imzaladı. Bu iş birliğinin, büyük miktarlarda üretim yapılarak maliyetlerin düşürülmesine olanak tanıyacağı belirtiliyor. Ancak, BMW’nin hangi modelinin hidrojenli otomobil olarak piyasaya sunulacağı konusunda henüz bir bilgi verilmedi.

Alman otomobil üreticisi BMW Group, Japon otomotiv devi Toyota Motor ile iş birliği yaparak hidrojenle çalışan ilk aracının seri üretimine 2028 yılında geçmeyi hedefliyor. BMW AG Yönetim Kurulu Başkanı Oliver Zipse, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, Toyota ile hidrojen teknolojisi alanındaki projeyi “otomotiv tarihinde bir dönüm noktası” olarak nitelendirdi.

İki şirket, Haziran 2012’den beri yakıt hücreli araçlar üzerinde bir ortaklık yürütmekteydi. Ancak, bu yenilenen ortaklık çerçevesinde Toyota, BMW’ye hidrojen tankları ve yakıt hücresi sistemleri gibi daha fazla önemli bileşen tedarik edecek. BMW ise, aracın geri kalanını üretmek için kendi tahrik sistemleri ve diğer teknolojilerini kullanacak.