Metlife Çevik Proje Yönetimini Uygulamaya Başladı

MetLife, dijital kanallardaki varlığını artırma stratejisi kapsamında tüm teknoloji projelerinde yenilikçi yaklaşımları benimsiyor. Bu doğrultuda, MetLife Türkiye de ürün ve hizmetlerinin yapı ve süreçlerine odaklanarak müşterilerine ve iş ortaklarına daha hızlı çözüm sunabilmek amacıyla çevik proje yönetimini uygulamaya başladı.

Ferdi kaza, hayat, tamamlayıcı sağlık sigortası ve bireysel emeklilik alanında çözümler sunan MetLife Emeklilik ve Hayat, müşterilerinin hızla değişen ihtiyaçlarına odaklanarak yenilikçi dijital çözümler sunmaya devam ediyor. Bu kapsamda, EMEA bölgesinde öncü olan MetLife Türkiye, çevik ekiplerle çok daha hızlı çözümler üreterek değişen taleplere hızlı yanıt vermeyi amaçlıyor.

MetLife Türkiye’nin çevik dönüşüm çalışmaları hakkında bilgi veren MetLife Emeklilik ve Hayat Genel Müdürü Deniz Yurtseven, “Gelişen teknolojiyle müşterilerimizin ve iş ortaklarımızın değişen isteklerine en kısa sürede yanıt vermeyi ve çok daha hızlı bir şekilde çözümler sunmayı amaçlıyoruz. Bu kapsamda, MetLife EMEA’da öncü rol üstlenerek ‘çevik’ yaklaşımını uygulamaya başladık. Henüz altı ay olmasına karşın şimdiden meyvelerini toplamaya başladığımız bu yaklaşım kapsamında tüm teknoloji ekiplerimizi iş birimleriyle birleştirerek ürün ekiplerimizin oluşumlarını tamamladık ve yıl içinde tüm planlanan projelerimizde uygulamayı hedefliyoruz” dedi.

MetLife Türkiye’de altı ayı aşkın bir süredir uygulanan çevik yaklaşımı, yaklaşık 100 kişiye ve 8 ürün grubuna ulaştı. Çevik ekipler, temel çevik eğitimlerini tamamladı ve sertifikasyon eğitimlerine başladı. MetLife Türkiye’nin iş ortaklarıyla çalışma düzeni çevik hale getirilirken süreçlerde hayata geçen iyileşmeler gözle görülür hale geldi.

Genellikle yazılım geliştirmedeki proje yönetimine özel bir yaklaşım olan çevik yönetim modelinin, tercih edilme nedenleri arasında, süreçlerdeki öngörülemeyen sorunlara hızlı cevap vermesi yer alıyor. Bunlara ek olarak; geç ortaya çıkan değişim isteklerini ivedilikle yönetebilmesi, ekiplerin kendi kendini yönetmesine ortam sağlaması, iş ortakları ve paydaşlarla koordineli bir şekilde çalışılması, ekip içi iletişimi artırması ve en önemlisi bir projenin tamamlanması için ayrılan sürelerin daha iyi yönetilmesine olanak sağlaması geliyor.