Dolar 34,6102
Euro 36,3868
Altın 2.920,83
BİST 9.659,96
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 11°C
Az Bulutlu
İstanbul
11°C
Az Bulutlu
Sal 11°C
Çar 12°C
Per 14°C
Cum 15°C

Sigortacılığın 5 Sorunu: Yapay Zeka Bunlardan Biri Değil

Sigortacılığın 5 Sorunu: Yapay Zeka Bunlardan Biri Değil
17 Eylül 2024 23:11

SAS uzmanları, sigorta sektörü liderlerinin karşılaştığı en önemli teknoloji çıkmazlarını ve bunların nasıl ele alınacağını belirtiyor.

Her gün milyarlarca kişi hayatlarını ve geçim kaynaklarını sigortacılara emanet ederken, sigorta sektörünün kendisi varoluşsal bir krizle karşı karşıya. Daha sık ve şiddetli şekilde gerçekleşen doğal afetlerden kaynaklanan rekor kayıplar primleri ve muafiyetleri hızla artırdı. Sigorta şirketleri, yüksek riskli piyasalardan çekildikçe, poliçe sahipleri yeni sigorta bulmakta zorluk çekiyor ve bu durum büyük tepkilere yol açıyor. Bu esnada analistler, mevcut piyasa koşullarını yönetmek için yapılan prim artışları ve diğer risk değerlendirme aksiyonlarının uzun vadede sürdürülemez olacağı konusunda uyarıyor.

Geçici çözümler arayan bazı sigorta liderleri, hızlı çözümler için üretken yapay zekadaki (GenAI) yükselişe umut bağladılar. Ancak, haksız ret kararı veren hatalı algoritma iddiaları, yapay zekanın zaten sıkıntılı olan bir ortamda yeni bir sorun haline geldiğini iddia eden eleştirilerin sayısını artırdı.

SAS’tan Stu Bradley’e Göre Gerçekte Durum Biraz Daha İncelikli

SAS Risk, Suistimali Önleme ve Uyumluluk Çözümleri Kıdemli Başkan Yardımcısı Bradley, “Sigorta liderleri analitik olgunluklarını geliştirirken engellerle karşılaşsalar da, sorun yapay zekanın kendisi değil” diyor. “Daha ziyade, kuruluşların verilerine ve yapay zekanın potansiyel istenmeyen sonuçlarına ilişkin anlayışları sorunun temelini oluşturuyor. Uygun etik sınırlar ve insan gözetimi eşliğinde güvenilir yapay zeka, sektörü yeniden tanımlamak için gereken içgörüleri ve çevikliği sağlayan bir çözüm ortaya koyabilir.”

Bu potansiyel dönüm noktasında, SAS uzmanları sigorta sektörünün en önemli beş sorununu inceledi ve bunlara ilişkin görüşler sundu. Yapay zekanın kullanımı ise bu sorunlardan biri değil. Sigorta topluluğunun mevcut teknolojik zorluklarla yüzleşmesi yapay zekayı gerçek potansiyeline yaklaştırmakla kalmayacak, aynı zamanda sektörün geleceğe hazırlanmasına da yardımcı olacak.

Sigortacılığın 5 Sorunu: Yapay Zeka Bunlardan Biri Değil | 17 Eylül 2024

Veri Kaosu Kanun ve Düzen Bekliyor

Veri noktaları özel kişisel bilgilerle aynı hizaya geldiğinde, yapay zekanın kullanımını düzenleyen mevcut mevzuat ve yönetmeliklerin eksikliği, özellikle uyumluluk ve düzenleyici raporlamaya bu kadar gömülmüş bir sektör için tedirgin edici olabilir. AB Yapay Zeka Yasasındaki dil, Çin’in Geçici Önlemleri ve NAIC Yapay Zeka Model Bülteni, sigortacılık sektörü için yapay zekanın etrafında korkuluklar oluşturmaya yönelik ilk çabalar arasında yer alıyor. Ancak düzenleyici ortam değişirken, sigorta şirketleri ve sigorta teknolojileri geliştiren şirketler öz yönetim önerileriyle bu açığı kapatıyor.

Hasarlar için Gönüllü Yapay Zeka Davranış Kurallarının yazılmasına yardımcı olan SAS Birleşik Krallık ve İrlanda yapay Zeka ve Etik Lideri Prathiba Krishna, “Henüz gelmemiş olan düzenleyici standartları karşılamak için zemin hazırlarken , bankacılık sektörü gibi sigorta sektörü de yapay zeka yetenekleri dahilinde veri kökeni ve yönetişimine öncelik vermelidir. Sigortacılar için büyük veri kümelerinden değerli içgörüler elde etmek ne kadar önemliyse, bu verileri hatalardan ve tutarsızlıklardan arındırmak da o kadar önemlidir. Bu yeniden kullanılabilirliği sağlamaya, daha doğru karar vermeye, üretkenliği artırmaya ve sonuçların güvenilirliğini güçlendirmeye yardımcı olur. Yapay zeka eğitimi, yapay zekanın başarıyla yaygınlaştırılmasında ve gelecekteki uyumluluklara hazırlanmasında da önemli bir belirleyici olacaktır. Kurum genelinde veri okuryazarlığını teşvik etmek, tüm kuruluşun etik yapay zeka uygulamalarını tartışmasını, anlamasını ve nihayetinde benimsemesini sağlar ve teşvik eder.” diyor.

Yapay Zekanın Aşırı Yüklenmesi Risk Yönetimini Zorlar

Sektörün hızla dijitalleştiği, yapay zeka ve üretken yapay zekanın hızla büyüdüğü bir ortamda, risk yöneticileri robot algoritmalarının istenmeyen sonuçları konusunda haklı olarak endişe duyuyor. Özellikle de yöneticiler yapay zeka verimlilik kazanımlarını uzun vadeli iş değerine dönüştürmek için yarışırken.

Prototipleme bu noktada umut verici görünebilir, ancak üretime yönelik yapay zeka sorumlu ve güvenli üretimi sağlamak için sağlam bir altyapı gerektirir. Bu arada, özelleştirmeyi sınırlayan “kara kutu” yapay zeka çözümleri basitliği nedeniyle yöneticilere çekici gelebilir. Ancak şeffaflık ve açıklanabilirlik eksikliği, kuruluşu önemli yapay zeka risklerine maruz bırakır.

SAS Risk Modelleme ve Karar Verme Global Lideri ve “Risk Modeling: Practical Applications of Artificial Intelligence, Machine Learning, and Deep Learning” kitabının yazarı Terisa Roberts, “Sigortacılar, güçlü bir yönetişime sahip kurumsal bir yapay zeka stratejisine uyum sağlarken, yapay zekayı mevcut sistemlere entegre etmenin önemini daha derinlemesine araştırmalıdır” diyor. “Sigortacılar, büyük dil modellerinin ötesindeki üretken yapay zeka kullanım alanlarının daha geniş kapsamını da göz önünde bulundurmalıdır. Örneğin, sentetik veri üretiminin etkili uygulamaları, fiyatlandırma, ayırma ve aktüeryal modellemeyi optimize ederken veri gizliliğini güçlendirebilir.”

Tazminata Dar Açıdan Bakmak İlerlemeyi ve İş Birliğini Durdurur

Sigortacılıkta bir paradigma değişimi yaşanıyor. Teknoloji sektörü, sigorta şirketlerinin reaktif tazminat ödeyenlerden sıyrılıp sigortalılarla, tüketicilerle ve işletmelerle proaktif ortaklara dönüşmesini öngörüyor.

Aşağıdaki örneği bir düşünün: Dünya Sağlık Örgütü yakın zamanda sağlık olaylarının şaşırtıcı bir oranının (küresel kanserden ölümlerin %30’undan fazlasının ve kronik hastalıkların %80’inin) önlenebilir alışkanlıklara bağlı olduğunu bildirdi. Bu arada sigortacılar da uygun teminatlar sunmak için müşterileri hakkında kapsamlı sağlık verilerini zaten topluyor. Neden bu verileri birlikte kullanmayalım?

SAS EMEA ve AP Bölgesi Kıdemli Sigortacılık Çözümleri Lideri Alena Tsishchanka, “Akıllı telefon uygulamaları gibi yaygın kanallar aracılığıyla, sigortacılar müşterilere yapay zeka destekli sağlık koçluğunu tercih etme fırsatı sunarak, geleneksel müşteri deneyimini yeniden keşfeden ve poliçe ödemelerini azaltan özel tavsiyeler sunabilir” diyor. “Sağlık hizmetlerinin ötesinde, sigortacılar iklim değişikliği ve ESG için benzer ortaklıkların pazar potansiyelini de güçlü bir şekilde değerlendirebilir. Bu tür girişimler sadece sigortacıların ödeme gücü sorunlarını çözmeye yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda sektörün kamuoyundaki algısını da büyük ölçüde arttırabilir.”

Uygun etik kurallar uygulandığında, sigorta şirketi  –  ortak modeli bir hayal olmaktan çıkıyor. Yeni sigorta teknolojileri (insurtech) ve parametrik sigorta poliçeleri benzer bir şekilde çalışarak, ileri görüşlü sigorta oyuncuları için bu durumu yenilikçi bir yol haline getiriyor.

Gizli Dijital Riskler Merkezi Çözümler Gerektirir

Neredeyse her yerde bulunan akıllı telefonlar sayesinde, günümüzde bir sigortacı kablosuz ağın bulunduğu her yerde yeni pazarlara ulaşabilir. Müşteriler için prim artışlarını dengelemek isteyen sigortacılar için dijital geçişe yatırım yapmak, modern müşteriler için modern tekliflerin piyasaya sunulmasına yardımcı olur.

Ancak bu dijital pazarda rekabet edebilmek için sigortacıların poliçe sahiplerine giderek daha fazla kişiselleştirilmiş ürün ve hizmetler sunması gerekiyor. Bu özel teklifler ve çevrimiçi kaydolma kolaylığı, birçok potansiyel müşteriyi cezbetmiş olup, bu durum hem bir nimet hem de bir zarar olarak görülüyor.

Acenteler, başvuruların hacmi ve hızı karşısında bunalmış durumda. Ne yazık ki sigortacılar teminatı onaylama veya reddetme yarışında koşarken, suistimal olasılığı en yüksek olan veya temelde istenmeyen risk oluşturan müşterileri doğru bir şekilde araştırmak ve belirlemek için yeterli zamana sahip değiller. Bu nedenle, sigortacılar genellikle bu müşterileri ve oluşturdukları riski üstlenmek zorunda kalıyor.

Suistimali ve diğer tehditleri toplu olarak doğru bir şekilde tespit etmek için teknolojik altyapıyı kurmak, hem geleneksel şirketlerin hem de teknolojik sigorta şirketlerinin (insurtech) önünde bir engel olmaya devam ediyor. Sigorta suistimali ve istenmeyen risklerin sigortalanması, sigortacının hasar oranında ve birleşik oranında bir artış anlamına geliyor ve sonuçta müşterilerin sigorta primlerini artırıyor.

SAS Risk, Suistimali Önleme ve Uyumluluk Çözümleri Sigorta Lideri Thorsten Hein, “Başarılı bir dijital sigorta şirketi, ideal olarak entegre, bulut tabanlı bir ekosistemde müşteri kazanma, onlara uygun şekilde hizmet verme ve uyguladıkları risk türlerini dengeleme çabalarını düzenlemelidir” diyor.

“Sigortacılar aktüerlerin, sigortacıların ve suistimal analistlerinin görevlerini merkezileştirip entegre ettiklerinde, sigorta şirketinin riske uygun müşterilerle kâr elde etmesine yardımcı olurken, müşterilere tam olarak ihtiyaç duydukları şekilde ve tüm taraflar için optimum adaleti sağlayan bir fiyatla hizmet verip onları koruyabilir.”

Hayat Sigortası: Yeni, Savunmasız, Ancak Hala Hayati Öneme Sahip

Hayat sigortası, günümüzde sigorta sektörünü etkileyen birçok sorunun mükemmel bir mikrokozmosudur. Hayat sigortası şirketleri uzun zamandır kârlılık için ticari gayrimenkule bağımlıydı. Ancak COVID-19 pandemisinden bu yana bu varlıkların değeri düştü. Sektörün bu alt kümesinin yeni fırsatlar yaratması gerekiyor.

SAS Global Sigorta Danışmanı Franklin Manchester, “Sigortalanabilir bir menfaatten bahsettiğimizde, herkesin bir araba veya ev gibi bir varlığı korumaya ihtiyacı yoktur. Ancak herkesin kıymetli bir hayatı vardır” diyor. “Sağlık verileri kuruluşları, küresel ortalama yaşam süresinin 2050 yılına kadar 78 yılın üzerine çıkacağını tahmin ediyor. Çoklu kriz içindeki bir dünyada artan risklerle birlikte, hayat sigortası şirketlerinin olumlu değişimi yönlendirmede oynayacakları bir rol var.”

Manchester, bunu şöyle örneklendiriyor: “Kuşaklar arası yoksulluğu başlatan ve devam ettiren pek çok güçten biri ailedeki ölüm ve bunun sonucunda gelir veya desteğin azalmasıdır. Bu gerçekleştiğinde, geride kalan ve bakmakla yükümlü olunan kişiler genellikle yoksullukla karşı karşıya kalırlar. Hayat sigortası mali yükü büyük ölçüde hafifletebilir, ancak ne yazık ki, erişilebilirlik eksikliği ve tarihsel marjinalleşme nedeniyle, bir poliçeden büyük fayda sağlayabilecek birçok kişi sigortasız durumda.”

Günümüzde sigorta şirketleri, temizlenmiş verileri bir araya getirerek, ilkeli çerçeveler dahilinde alınan fiyatlandırma kararlarıyla ve dijital platformların küresel erişimiyle daha fazla insana ulaşabilirler, onları eğitebilirler ve koruyabilirler. Böylece potansiyel olarak nesiller boyu süren bu acı döngüyü kırabilirler.

Sigortayı Bağlam İçinde Yeniden Tasarlamak

Sigortacılığın karşı karşıya olduğu çevresel, ekonomik ve etik zorlukların üstesinden gelmek insan yaratıcılığını gerektirir. Yapay zeka ve diğer teknolojiler, sektör için daha adil ve iklime dirençli bir dönüşü destekleyebilir ve bu süreçte geleneksel taşıyıcılara ve sigorta teknolojileri şirketlerine (insurtech) rekabet avantajları sağlayabilir.

Sigortacıların mevcut sigorta pazarında nasıl öğrenebileceklerini, uyum sağlayabileceklerini ve rekabet edebileceklerini daha fazla keşfetmek için “Top 5 insurance problems — and AI isn’t one of them” raporunu indirebilirsiniz.

ETİKETLER: , ,