Sigortacılığın Gelişiminde Çatı Kanun İhtiyacı
Sigorta Tatbikatçıları Derneği, “Sigortacılığın Gelişiminde Çatı Kanun İhtiyacı” adlı panel düzenledi. Moderatörlüğünü Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar ‘ın yaptığı panele, Axa Sigorta Genel Müdürü Yavuz Ölken, Piri Reis Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Samim Ünan ve STD Başkanı Fahri Altıngöz konuşmacı olarak katıldı.
Öngörülebilir Ve Sürdürülebilir Sigortacılık İçin Çatı Kanun Şart
Sigorta Tatbikatçıları Derneği (STD), “Sigortacılığın Gelişiminde Çatı Kanun İhtiyacı” adlı bir panel gerçekleştirdi. STD Başkan Yardımcısı Menekşe Uçaroğlu’nun açış sunumunu yaptığı ve Sektörün deneyimli isimlerinin yer aldığı panel 28 Nisan çarşamba günü gerçekleşti.
Sigorta Sektörünün Acı Kaybı
STD Başkanı Fahri Altıngöz, sözlerine Sigorta Tatbikatçıları Derneği Kurucu Üyesi ve sigorta sektörünün duayen ismi İlham Saner’in yaşamını kaybettiğine dair haberle başladı ve üzüntülerini dile getirdi. İlham Saner’in çıkacak kitabının son halini görmediğini belirten panelistler, paneldeki tüm katılımcılara, İlham Saner’in son kitabını armağan edeceklerini de duyurdular.
“Sigortacılık Stratejik Bir Sektör”
Türk sigorta sektöründeki organizasyonel ve mevzuat anlamındaki dağınıklığı hatırlatan Panelin moderatörü, Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar, organizasyonel dağınıklığın SEDDK’nın kuruluşu ile ortadan kalktığını, mevzuat anlamındaki dağınıklığın ise sektörün önünü açacak bir çatı kanunla mümkün olacağını söyledi. Cumhuriyet tarihinde geçmişteki kanun hazırlıklarından da söz eden Yaşar 16 Şubat 1938 tarihli dönemin önemli gazetesi Ulus ‘ ta yer alan manşeti paylaşarak, konunun öteden beri önem arz ettiğini belirterek sigortacılık kanununun öneminden bahsetti. Yaşar, çok eski yıllardan bu yana konuyla ilgili çalışmalar olduğunu ancak düzenleme konusundaki dağınıklığın bir türlü giderilemediğini söyledi. Ekonomi Reform Paketinde yer alan, “Müstakil bir Katılım Finans Kanunu hazırlanarak, çeşitli kanunlar altında düzenlenen katılım finans sektörü tek bir çatı altında toplanacak” maddesini hatırlatarak sigortacılar olarak uzun yıllardır bekledikleri düzenlemeyi “yeni yapılanan katılım finansın ” tek bir madde ile reform paketine soktuğunu söyleyen Yaşar, geçtiğimiz yıllarda hem Cumhurbaşkanlığının programlarında hem yeni Ekonomi Programlarında hem de strateji planlarında sigortacılığın stratejik sektör olduğunu vurgulayarak ilk sözü STD Başkanı Fahri Altıngöz’e verdi.
“Sektördeki En Önemli Konu Büyüme”
STD Başkanı Fahri Altıngöz, öncelikle bu panelin amacına dair bir konuşma gerçekleştirdi. Altıngöz, sigortacılık sektöründeki en önemli konunun büyüme olduğunu söyledi ve şunları kaydetti: “Benim gördüğüm birkaç tane ana konu var. Bunlardan bir tanesi ve en önemlisi sektörün büyümesi, penetrasyonlar ve bir şekilde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’dan almış olduğu pay. Bu yaklaşık 1.4 seviyesinde. Yani sektörün aslında gerek gelişmekte olan gerek OCD piyasalarındaki diğer birtakım ülkelere kıyasla aslında iki- iki buçuk kat hatta üç kat gidebileceği bir potansiyel ve yolu var. Dolayısıyla sektörün bugünkü en önemli konu başlığı ve sorunu bence büyümedir. Burada da büyümeyi sağlayacak birtakım itici güçlere ihtiyacımız var. Bu açıdan büyüme en önemli konu başlığı. İkinci önemli başlık ise regülasyon. Gelişmiş ve gelişmekte olan pazarlarda regülasyonun günün koşullarına cevap verilecek nitelikte olması gerekiyor, alt başlık içerisinde ben hem finansal istikrarı sayıyorum hem dijitalleşmeyi sayıyorum hem teknoloji ve yeni dünyayı sayıyorum. Mevcut uluslararası yatırımcının buradaki yatırım iştahının devamlılığı ve aynı zamanda yeni yatırımcının da ülkeye gelebilmesi çok önemli. Mevcut düzenlemede bir dağınıklığın mevcut olduğunu aktaran STD Başkanı Fahri Altıngöz, “Dağınık yapı içerisinde herhangi bir ihtiyaca cevap verecek yasal düzenleme gecikebiliyor, proaktif şekilde ve zamanında ihtiyaca cevap verilemiyor. Çağı yakalama anlamında tüm yasal düzenlemelerin günün koşullarına cevap verecek nitelikte olması gerekir. SEDDK yönetimi proaktif yaklaşımla birçok girişimde bulunuyor ama ilgili birçok taraf var. Tarım Bakanlığından Sağlık Bakanlığına, Çevre ve Maliye Bakanlığına kadar dağınık bir tablo söz konusu. Sigortacılık yasalarının yanı sıra tüketicinin korunması, kara yolları, afet, sivil havacılık, borçlar, SGK, medeni kanun, icra iflas gibi birçok kanundan besleniyoruz. Bu yüzden gecikmeler olabiliyor ve zamanında ihtiyaca cevap maalesef alınamıyor. Bu bir bariyer olarak duruyor sektörde. Bu yüzden sigortacılık sözleşmeleri ve sigortacılık faaliyetine ilişkin düzenlemelerin ortak çatıda buluşması gerekli.”
Reform paketi içerisinde bir çatı kanun olarak toplanması konusu makro ekonomik istikrara, kamu finansmanına katkı sağlayacak ve mevzuatta bir eşgüdüm sağlanacak. En önemli konu ise tek bir kamu otoritesinin yetkisi dahilinde düzenlemeler hızla sağlanabilecek. Almanya, Fransa, İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde iyi örnekler görülüyor” dedi. Altıngöz, “Yetkinlik ve uzmanlık sigortacılıkta önemli. Derinlik kazanmak için bunları artırmak gerekiyor. Yeni dünyanın ve teknolojinin getirdiği yenilikler ile birlikte sektörde derinliğe ve uzmanlığa ihtiyaç var. Bu yüzden mevzuatta ve ikincil düzenlemelerde SEDDK’nın çok hızlı aksiyon alabileceği imkana sahip olması gerekiyor. Çatı kanun ile öngörüleblir bir pazar oluşurken ayrıca derinlik kazanıp büyüme sağlayabileceğiz” dedi.
“Düzenlemeler Var Ama Yeterli Değil”
Altıngöz’ün ardından sözü alarak sigortacılığın çok itibarlı bir meslek olduğunu vurgulayan Axa Sigorta CEO’su Yavuz Ölken, 2011’den bu yana sigortacılıkla ilgili kanunda herhangi bir düzenleme yapılmadığını söyledi. Ölken, birtakım düzenlemelerin olduğunu fakat bunların da yeterli olmadığını belirtti. Axa Sigorta CEO’su Yavuz Ölken, “Sigortacılığın özünde güven meselesi var. “Müşterilerimize sözleşme satıp tazminat ödüyoruz ama öyle bir noktadayız ki, dağıldık. Güven tesis ederken en önemli konumuz hasarı zamanında ve düzgün ödemek. Bunun için Sözleşmeler öyle kurulmalı ki basit, sade ve anlaşılır olmalı ve kimsede soru işareti oluşmamalı. Anayasa mahkemesi bir karar alıyor, bu kararın yeniden düzenlenebilmesi için trafik kanununun değişmesi gerekiyor. Değişene kadar tazminatı borçlar kanununa göre hesaplamamız gerekiyor. İşin içinden çıkması zorlaşıyor. Her konuda uzlaşma olmuyor ve tüketici hakem heyetleri, tüketici mahkemeleri, sigorta hakemleri devrede ama hangisinin ne karar verdiğini bilmiyorsunuz. Başka bir sorun da portföy mülkiyetiyle ilgili. Bu sorunu borçlar kanununda mı yoksa sigortacılık kanununda mı çözeceksiniz? Diyen Ölken: “Dijital bir dünyadayız ve düzenleme yetersiz, 1423 ile yürüyemeyeceğimiz ortada. Alacağın takibi, tahsili, devri büyük sorun. Sigortacılık sistemi, dışarıdaki farklı bir yönetim tarzı geliştiriyor. Tahkim Komisyonun uygulamalarını düzenlemelerini, çerçevelerini çok iyi tanımlamamız lazım. Neden bunları yapıyoruz? Çünkü sistemi korumamız lazım, müşteri hakkını korumamız lazım, acentelerimizin haklarını korumamız lazım, sigorta şirketlerine sürdürülebilir finansal yapı ve öngörülebilir doğru fiyatlama yapması için bütün düzenlemeleri baştan aşağıya toplamamamız lazım” dedi. “Bugün değişiklik konuşuyorsak bunun bir tane hedefi var: Bu işi büyütmek, geliştirmek” şeklinde sözlerini sürdüren Ölken “Çok güçlü organlarımız var. SEDDK da bizim için çok önemli bir kaldıraç; sektörün lokomotifi olarak önünü açacak. Gelişmiş ülkelerin ilerisine geçecek bir fırsata sahibiz. Nüfusun yüzde 40’ı, 25 yaşın altında. Onlara çok sağlıklı bir ortam hazırlama görevimiz var. Bugün dijital çağa büyüyen bir çocuğun sigorta sözleşmesini okuyup, anlaması, uzlaşmazlık durumlarda bu kadar kompleks meseleri kabul etmesi mümkün değil. Geleceğe umutla bakmak adına yasal değişikliklerin zamanını geldiğini düşünüyorum” Yani çatı kanuna doğru mutlaka gitmemiz lazım.” dedi.
“Murakebe Kanunu Delik Deşikti”
Yavuz Ölken’in ardından söz alan Piri Reis Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Samim Ünan, 2007 yılında Sigortacılık Kanunu’nun yürürlüğe girdiğini hatırlattı ve bunun öncesinde yürürlükte olan Murakebe Kanunu’nu “delik deşik” olarak tanımladı. Bu kanunun uygulanamaz hale geldiğini, sonrasında çıkan Sigortacılık Kanunu’nun da can yeleği haline geldiğini söyledi. Prof. Dr. Samim Ünan, “Hukuk arkadan gelen bir kurum. Hukukun önden gittiği haller çok nadir, bu sebeple birçok hukuki problem gelecekte de karşımıza çıkacak” diyerek sözlerine devam etti: “Bizim çabuk hareket eden, acele ve uygun çözüm üretebilen, çelişen menfaatleri en iyi şekilde dengeleyen çözümlere ihtiyacımız var” “Sigortacılığa ilişkin, çok çabuk hareket etme ihtiyacımız var. Çünkü bu evrensel bir faaliyet. Dijitalleşmeye ayak uydurabilmek için çok çabuk hareket etmek, çok çabuk çözüm üretmek icab ediyor. Ama bu çözümlerin bir kısmının da kanuna dayalı olarak yapılması lazım ki kanun buna engel oluyor diye ikincil mevzuatın tartışmaya açılması önlenebilsin. Yani kanunda yer alması gereken bazı hususları bizim mutlaka bu kanuna aktarıyor olmamız lazım. Aksi halde yaptığımız ikincil düzenlemeler birçok kanunun hükümlerine uygun düşmediği için tartışma konusu oluyor hatta iptalde uygulanamazlık noktasına kadar gidiyor.” diyen Ünan,
“Mutfak Çalışmasını SEDDK Yapmalı”
Sigortacılık alanındaki çatı kuruluş olan SEDDK’nın sigorta sözleşmelerine ilişkin hukuki düzenlemelerin önemli bir bölümünü ikincil düzenleme olarak yaptığını söyledi ve şöyle devam etti: “Sigorta Genel Şartları’nı SEDDK düzenliyor, buna karşılık sigortacılık alanında uygulanacak yasa kuralları bakımından SEDDK’nın, yasayı değiştirebilmesi , buna müdahale edebilmesi, acele hareket edebilmesi mümkün olmuyor çünkü Adalet Bakanlığı var; birçok kanuna dağılmış durumdaki sigortacılık düzenlemeleri var. Türk Ticaret Kanunu, sigorta sözleşmesine ilişkin hükümleri içeriyor. Ayrıca, tüketici mevzuatında sigorta sözleşmesine uygulanabilecek bir sürü hüküm var. Keza, Karayolları Trafik Kanunu’nda Çevre Kanunu gibi birçok kanunlara dağılmış vaziyette sigorta sözleşmesine ilişkin düzenlemeler var. Bunlar da bazen gereken ihtiyaçları karşılayabilecek ve çözümleri üretebilecek şekilde pozisyon almamızı engelliyor. Kanunun ayak bağı olmaktan çıkması ve yeniliklere açık hale gelmesi lâzım ama bunu yaparken de taraflardan birine avantaj sağlamaması lazım. Burada acele hareketle, Sektörü tanıma, dengeleri gerektiği gibi takdir edebilme ve koordinasyonu sağlama bakımından dengelerin korunarak SEDDK’nın patronajı altında bütün mevzuatın toplanması gayet doğru ve uygun bir çözüm olur. Ama buna itiraz gelecektir; mesela tüketici düzenlemeleriyle ilgili. Ama sigortacılık çok özel bir alan ve özel düzenlemelere ihtiyaç var. Sektör kendi düzenlemelerini hazırlayıp önermeli. Tabi ki TBMM’nin önüne geçecek değil ama en azından mutfak çalışmasını SEDDK’nın yapması hızı arttırıp kolaylık sağlayacaktır.” dedi.
Katılımcılar İçin Ağaç Ve Kitap
Toplantının sonunda sözü alan Axa Sigorta CEO’su Yavuz Ölken, dünyadaki iklim krizine de vurgu yaptı. Ölken’in önerisiyle panele katılan 250 katılımcı adına da toplam 750 ağaç dikilecek. Yakın zamanda yaşamını yitiren İlham Samer için de yeni çıkan kitabı yine katılımcılara hediye edilecek.
Öngörülebilirlik Ve Sürdürülebilirlik İçin Sektörün İhtiyacı Çatı Kanun
Toplantının kapanış konuşmasında paneli kısaca özetleyen panel moderatörü Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (SEDDK) nun sektörün çatı kurumu olduğunu belirterek, kurulmasının herkesi memnun ederek organizasyonel dağınıklığa son verdiğini şimdi bu çatı kuruma bir çatı kanunun yakışacağını bunun da öngörülebilir ve sürdürülebilir bir sigortacılık için şart olduğunu, Samim Hoca’nın sözleriyle hukuk bunun için var, kuralı bunun için koyuyoruz dedi.