Türkiye Sigorta 1. Yılını Kutlarken

Türkiye Sigorta 1. Yılını Kutlarken ‘’Sektörde Mucizelerin Olabileceğini de Bizlere Gösterdi’’

Sigorta sektörü Şubat 2020 den itibaren covid19 pandemisi ile beraberinde büyük bir sınav ile buluştu. Bu sınav zorlu, meşakkatli, yaralayıcı ve dünyanın her noktasında binlerce insanın canına kast eden bir sınavı, eş zamanlı olarak yaşanan Elazığ ve sonrasında İzmir Depremleri, dalgasına dalga katarak büyüyen pandemi tüm insanların ‘’doğa ile gerçek dostluk kurmasının’’ önemini hepimize gösterdi. Temmuz ve Ağustos aylarında yaşanan orman yangınları, sel felaketleri ise insanımızın ciğerinde ki son nefesi de keser gibi hepimizi soluksuz bırakıp büyük acılara sevk etti. Kaybettiğimiz tüm canlarımıza Allahtan rahmet, geride kalanlara sabır dileriz. Tüm bu yaşananlar halkımızın zaman zaman göz ardı Sigorta’nın gerekliliğini bir defa daha gözler önüne serdi. Gönül isterdi ki acı tecrübeler ile sınanarak bu farkındalığı görmeseydik. Atasözlerimizin büyüklüğü bizleri afetler karşısında bir defa daha kelimelerin ‘’ince nüanslarını’’ bizlere hissettirdi.

‘’Güvenlik Kontrole Tabidir’’

‘’ Sen Mum ’unu Söndür, Çıkmayan Yangına Ateş Ah Etsin’’

Yukarıda ki olaylar yaşanırken 150 yıla yakındır büyüme serüvenini yaşayan Sigorta Sektörümüz, büyük bir devrimi de zaman zaman sessiz sakin, zaman zaman da hepimizin göğsünü kabartır şekilde yaşadı ve gördü.

“Bu dünyada başarıya ulaşan insanlar istedikleri şartları yakalayan insanlardır. Eğer bu şartları bulamazlarsa, kendileri yaratırlar.”

Bernard Shaw

Güneş Sigorta, Halk Sigorta, Ziraat Sigorta ve Emeklilik Hayat Şirketlerinin de dâhilinde 6 büyük oyuncunun, bir çatı altına birleşip, acentelerini ve müşterilerini ‘’mutsuz etmeden’’ başarmasının karşılığına gelen tek kelime ‘’devrimdir’’

6 şirket, yüzlerce bölge müdürlüğü, binlerce çalışan, emek veren, binlerce acente ve broker, sayıları yine binleri aşan banka şubeleri ve sayıları on milyonları aşan müşterinin bu büyük değişimi bizzat yaşarken, ufak tefek sorunlar haricinde önemli sayılacak sorunlar yaşamaması sizce de ‘’devrim’’ değil midir?

Üstelik de covid-19 pandemisi 3 büyük dalga ile bizleri can evimizden ve iş evimizden vurmuşken, doğal afetler ile yüzlerce insanımızı hüzünlü ve sessiz cenazelerle toprağın bağrına bırakmışken, sektörümüze yeni oyuncular büyük bir heyecanlar girmişken, TÜRKİYE Sigorta’nın bu büyük başarısı ‘’devrim’’ kelimesinin içini tam da bu nedenle doldurmuştur.

Çalışanlarını, acentelerini, brokerlerini, şubelerini, bölgelerini ve can damarı olan diğer partnerlerini ‘’ayrı damarlardan tek bir can damarına’’ bağlarken, gece gündüz demeden, bayram ve cenaze demeden, emeğini alın terine devşiren bir ekibin devrimi yaratması kaçınılmazdı.

Milli olmakla övünen, Milli değerlerini ve Milletini her şeyin öznesi olarak gören bu ekibin ve anlayışın başarısının öyküsü elbette zorlu ve dikenli yoldan geçmektedir.

Sistem entegrasyonun da yaşanılanlar, acentelerin ve müşterilerin zaman zaman geçici kaygılar ile bozulan moralleri, çalışanların ve ekiplerin yorgunluğa teslim ettikleri uykusuz ve dilsiz halleri. Hepsi de bu sürecin olağan mirası ve mirasçısı olarak bu tarihi dönemeçte yerini aldı. Hatasız elde edilen başarının emek harcında mutlaka eksikler vardır diye düşünürüz. Hatalarıyla, sorunların çözümüyle kazanılan başarılar kadim ve takdiri her zaman daha fazla hak etmiştir. Türkiye Sigorta’nın tüm ekibi anne sütü gibi helal ile bu başarıyı kucaklamıştır.

1nci yılını kutlayan TÜRKİYE Sigorta’nın liderlerinden ismen şu ana kadar hiç bahsetmedik. Zira kendilerinin de bunu arzu ettiğini iyi biliyoruz. Zira ekip ruhunu içselleştirmiş, büyümeyi ve paydaşların memnuniyetini sürdürülebilir kılan bir inancın bunu demesinden daha alçak gönüllü tavır olamazdı. Fakat hakkı hak edene teslim etmek yine de dilimizin bir görevidir.

Köy okulunda ‘’öğrencilerimizin kitap okuma sevincine’’ ebeveyn mahcubiyeti ile destek veren, sel felaketinde evlerini ve yakınlarını kaybeden selzedelerin sırtını sıvazlayarak gözyaşlarına mendil uzatan, deprem’in hemen sonrasında ‘’deprem gerçeği ile yüzleşerek onu yeneceğiz’’ hedefiyle yıkılan şehirlerde enkazlar altından çıkarılan canlarımızın sevinciyle sevinen, covid-19 pandemisi ile işleri durma noktasına gelen, kapısına kilit vurmak üzere olan acentelerine ‘’biz varız’’ diyerek kol kanat geren, Ülkemizin en büyük projelerinde riskleri üstlenerek ‘’devletimizin kadim ve güçlü gücünü’’ bir defa daha ortaya koyan bir ekibe teşekkür edilmesi sanırım hepimizin en masum görevidir.

6 şirketin ve binlerce dağıtım kanalını birleştiren sistem entegrasyonundan tutunda, Acente Akademi programı gibi ‘’gerçek bir eğitim platformu’’ oluşturmaya değin sayısız birçok başarıya imzalar atıldı 1 yıl içerisinde.  Nihayetinde 08 Eylül tarihinde gerçekleşen muhteşem ‘’1. Yıl’’ etkinliklerinde gözler önüne serilen ‘’bilinen ve bilinmeyen yüzlerce başarı hikâyesi…

Türkiye Sigortanın üst yönetim ekibinden banko da ki görevlisine kadar ekip ruhu ve bilek gücü ile doğan bu mucize, sektörümüzün umutlarını da güçlendirmiştir.

Şüphesiz ki tüm bu süreçte hem iç hem dış müşterilere, hem de değişimi ters köşe yaparak bu büyük yapıyı milletimiz nezdinde olumlu yan ve taraflara karşı her zaman güler yüzle, büyük bir sabırla yaklaşan Kurumsal İletişimin ‘‘Büyük bir özveri’’ gerektirdiğini herkese kahramanca anlatan  ‘’kurumsal iletişim’’ ekibini de atlayamayız.

Sektörümüze son 1 yıl içerisinde kazandırdığınız yenilikler ve projeler için teşekkür ederiz.

“Bu dünyada başarıya ulaşan insanlar istedikleri şartları yakalayan insanlardır. Eğer bu şartları bulamazlarsa, kendileri yaratırlar.”

Bernard Shaw